Murat AĞIREL


AKP’li belediyelerdeki ihaleler neden araştırılmıyor

AKP’li belediyelerdeki ihaleler neden araştırılmıyor


 

Gün geçmiyor ki sabah uyandığımızda şafak operasyonları yapılmamış olsun... 

 

İBB operasyonlarının 6. dalgası da yapıldı. Bu “dalga operasyon” kelimesi Ergenekon, Balyoz gibi kumpas davalarında hayatımıza girmişti ve devam ediyor. 

 

İBB soruşturması kapsamında savcılığa yapılan suç duyuruları, tanıklar, gizli tanıklar ve iddiaları ile ilgili elde edilen bilgilerle operasyonlar yapılıyor. 

 

Operasyonlar yapılmadan önce soruşturmada tanıklık yapan kişiler, sosyal medya hesapları, malum medya organları; savcılığın talimatı ile operasyon yapan Emniyet güçlerinden önce ekranlarda sosyal medyada operasyonları yapıyor, yargılıyor, suçluyu tespit ediyor, utanmadan hüküm veriyor. 

 

Gözaltına alınan ve havada kalan iddialar ile tutuklanan kişilerden bazıları etkin pişmanlıktan yararlanıp ifadeler veriyor ve neticesinde savcılık ifadeyi samimi bulur ise adli kontrol ile serbest bırakılıyorlar. 

 

Savcılığın da işi zor! 

 

Öyle ya... 

 

Etkin pişmanlıktan yararlanan İBB bürokratlarından Ertan Yıldız basından okuduğumuz ifadesinde iddialar öne sürüyor ve kendisinin suçsuz olduğunu söylüyor. 

 

İBB’de, “rüşvet alan ve veren isimleri” beyan ediyor bu beyan ile adli kontrol şartıyla serbest bırakılıyorlar. İki gün sonra reklam ajansı sahibi Eyüp Subaşı isimli iş insanı etkin pişmanlıktan yararlanıyor. O da ifadesinde; “Suçsuzum” diye etkin pişmanlıktan yararlanan Ertan Yıldız’ın nakit olarak 5 milyon TL’yi DAP Yapı otoparkında verdiğini beyan ediyor. 

 

Her şey karmakarışık değil mi? 

 

Savcıların da işi zor! 

 

En son etkin pişmanlıktan yararlanan isim Aziz İhsan Aktaş oldu. 

 

İfadesinde çok ciddi iddialar var. İddiaların doğruluğu veya yanlışlığı ancak banka hesap hareketleri MASAK raporu gibi savcılık makamının ulaşacağı somut deliller ile ortaya çıkabilir. 

 

Belediyeden alacaklarını alamadığını söyleyen ve 75 milyon TL’lik alacağı için 1 milyon dolar rüşvet verdiğini itiraf ve iddia eden Aziz İhsan Aktaş ne hikmetse AKP’li belediyeler ve devlet kurumları ile yaptığı işlere ilişkin bir şey söylememiş. 

 

Bu iddialar açığa çıkarılıp kamuoyuna sonuçları açıklanmalı. 

 

Meslektaşım Bahadır Özgür bu firma hakkında ayrıntılı bir çalışma yaptı. Ancak merak ediyorum daha yeni Bahçelievler Belediyesi’nden aldığı ihale neden araştırılmıyor! 

 

Ya da 2018 ve 2024 yılları arasında Isparta Belediyesi’nden aldığı 6 ihale, Trabzon Büyükşehir Belediyesi’nden aldığı 2018-2020 yılları arasındaki 5 ihale neden araştırılmıyor? 

 

Ortak olduğu diğer şirketler ile birlikte diğer kurumlar Elektrik Üretim AŞ Zeytinburnu ve Kütahya Belediyesi, Sakarya Belediyesi, Diyarbakır Su Kanal İdaresi, Bağlar Belediyesi, Elazığ ve Kilis Belediyesi’nden aldığı toplamda yüzlerce ihale neden sorulmaz? Bu kişi rüşvet vererek işlerini hallediyorsa, ki ifadesinden onu anlıyoruz, diğer belediyeler ile ilgili neden soru sorulmuyor? 

 

Burada mantık hatası da var. 

 

Ya İBB’deki rüşvet iddialarıyla ilgili yalan söylüyor ya da AKP’li belediyeler dahil bütün işlerini rüşvetle yürütüyor. 

 

İşte bu “itiraf” nedeniyle 47 kişi gözaltına alındı. Aralarında büyük ihtimal tutuklananlar olacak. Bu satırlar yazıldığı sırada ifade işlemleri sürüyordu. 

 

Keza diğer dalga operasyonlarda da benzer süreçler işletildi. 

 

Oturdu herkes ülkenin geleceğini ilgilendiren bir soruşturmada iddianameyi bekliyor. Büyük ihtimal sadece, gizli tanık ifadeleri ve itirafçıların, iftira olduğu şüphesi ağır basan sözleri yer alacak. 

 

Üstelik yeni bir piyasa oluştu şimdi. İBB’yi tehdit eden edene... 

 

İBB’ye bir talepte bulunup olumlu cevap alamayan herkes İBB çalışanlarını savcılığa gidip şikâyet etmek ile veya ifade vermek ile tehdit ediyor. 

 

İBB’den alacağı olan firmalar diğer ödeme yapacak firmaların isim listesini soruşturma dosyasından almış ve o kişilere İBB’ye ödeme yapmayın alacağımız var bize yapın diye resmi yazılar gönderiyorlar. 

 

İş insanlarını da tehdit edenler ayrı bir çalışma içinde. 

 

Sonuçta yine aynı hikâyeyi izliyoruz. 

 

Dışarıda fırtınalar kopuyor ama adliye koridorlarında kulaklarını kapatanların dışarıda ne olduğu umrunda değil. Yıllar sonra yargılananlar beraat ettiklerinde suçlandıklarıyla kalacaklar