Konuk YAZAR


Cebren ve hile ile...

Cebren ve hile ile...


Uğur Dündar, köşesinde alıntı yaptı; PKK terör örgütü elebaşlarından Behzat Çarçel, “Terörsüz Türkiye” sloganının kendileri açısından ne anlama geldiğini şöyle açıkladı:

“Biz Türk Cumhuriyeti’ni zorlayacağız. Dönüşmek zorundadır; başka bir yolu yoktur. Türkiye’de yasal, anayasal düzenlemelerin yapılması gerekiyor. Hâlâ tam tanımlayamıyor. Yani sürekli ‘terörsüz Türkiye’ diyorlar. ‘Çatışmasız, şiddetsiz Türkiye ya da Kürdistan’ diyelim buna. Doğru ifade edelim. Yüz yıllık hatta iki yüz yıllık Kürt inkâr gerçekliği vardı. Şimdi varlık ispatlandı, yeniden inşa edilecek. Yeniden inşa edilirken Türkiye Cumhuriyeti devleti ya da Kürdistan demokratik ulusu içinde nasıl tanımlanacak? Kürtler kendini nasıl ifade edecek? Hangi yasal çerçevelere konulacak?”

***

PYD lideri Salih Müslim ise Erdoğan’ın “Türk Arap, Kürtlerin ümmet birliği” üzerinde durması hakkındaki sorusuna gülerek “Bu ümmet fikri, Emevi, Abbasi, Osmanlı dönemlerinde kaldı. Araplar dediğiniz zaman 22 devlettir. Hangisiyle birlik kuracaksın? Zamanı geçmiş bir fikirden bahsediliyor. Türkiye’deki halkların birliği için yapılabilir, ona bir diyeceğim yok ama federalizm olabilir, konfederalizm olabilir. Yalnız herkesin kendisini özgür hissetmesi gerekir...” diye cevap verdi.

Yani ister PKK açısından isterse Suriye PKK’sı olan PYD açısından “Terörsüz Türkiye”, “Terörsüz Kürdistan ve federasyon veya konfederasyon” olarak anlaşılıyor.

***

“Terörsüz Türkiye” denilerek aslında Türkiye’nin terörle mücadeleyi bırakması esas alınıyor.. Peki terör örgütü silah bırakacak mı?

Özdemir Paşa’nın İngilizlere karşı direnirken karargâh olarak kullandığı mağaranın önünde 30 tane silahı yakmak olsa olsa İngiltere’nin Türklerden rövanş alması anlamına gelir.

Yoksa terör örgütünün bütün silahları ile birlikte, PYD/YPG’ye katıldığı bir sır değil... Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, Mart ayında, “PKK'nın Türkiye'den, Irak'tan, İran'dan gelmiş 2 bine yakın kadrosu şu anda SDG yönetiminin tepesinde oturuyor. Herkes zannediyor ki Mazlum var, Mazlum Suriyeli, Mazlum orayı temsil ediyor. Bu bir yalan. Mazlum ile siz bugün konuşun, Ahmet Şara ile konuştuğu zaman Mazlum gelip iki kişiye hesap vermek zorunda. PKK'nın askeri kanadı Suriye Komiseri Fehman Hüseyin, sivil kanat Suriye Komiseri Sabri Ok. Bunlara hesap vermek zorunda... Bunlar da bundan gelen bu hesabı alıp Kandil Dağı’ndaki PKK yönetimine anlatmak zorundalar. Şimdi bu örgütün bu hiyerarşik yapısı ortadayken, Amerikalıların, Avrupalıların hâlâ bunlara destek veriyor olmasının bir sebebi var: PKK'nın verdiği hapishane hizmetleri. DEAŞ tutuklularını hapishanede tutma karşılığında orada bir yalan üzerinden Suriye topraklarının üçte birini işgal ediyorlar.” demişti.

Son olarak da Abdullah Ağar, “Irak’taki 12- 13 bin PKK’lının Suriye’ye geçtiğine dair son derece önemli bir veri var” diye açıklama yaptı.

***

AKP, MHP ve DEM Parti, “Terörsüz Türkiye” sloganını, Türkiye’yi Türk Arap Kürt konfederasyonuna çevirmek için kullanıyor. AKP’nin bunu ümmet fikrine dayandırmaya çalışmasını, Salih Müslim bile gülerek karşılıyor! Devlet Bahçeli ise “yeni bir milli kimlik” ve “kurucu anayasa” diyerek, Erdoğan’ın söylemlerine zemin hazırlamaya çalışmıştı zaten.

CHP’nin de sadece “ümmet siyaseti”ne itirazı var!

Aslında bütün bu yapılanlar, Türkiye’nin Anayasal düzenini cebren ve hile ile değiştirme girişimdir. “Cebir nerede, hile nerede?” denilebilir. Devletin yönetim sistemini “hileli referandum” ile değiştirenler, devleti ve milleti tamamen yıkıp yerine başka bir devlet ve millet yapısı getirmek için “Terörsüz Türkiye” ve “ümmet birliği hilesi” ile yine devletin gücünü kullanıyor, daha ne olsun?

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Arslan BULUT(Yeniçağ)