Yeni haftaya ,1 Mayıs’ta Tandoğan’da tanıştığımız gençlerle sohbetimizi yazı konusu yaparak başlarız, diye düşünmüştük!
Pazar günü öğle saatlerinde CHP Genel Başkanı Özgür Özel’e yönelik saldırı gündemi altüst etti.
Neresinden tutsanız, öteki tarafı sarkıyor!
Çok yönlü, çok hesaplı, çok bilinenli ve bilinmeyenli bir saldırı.
Öncelikle şunu vurgulamak gerekir; saldırganın yalnız olma oranı yüzde sıfır! Olayı tek başına planlamış olma oranı yüzde sıfır! Kamuoyuna sızdığı kadarıyla verdiği ilk ifadenin gerçek olma olasılığı yüzde sıfır!
İlk görünümün bu kadar sıfırlı olduğu bir ortamda geriye, olasılıkları sıralamak, gözlemlerden sonuç üretmek kalıyor!
***
Saldırının Sırrı Süreyya Önder’in cenaze töreni sonrasında yaşanması, akla “terörsüz Türkiye” hedefli çalışmayı getiriyor! Çok farklı düşüncelerden insanların buluştuğu, kendisini “barış sürecine” adadığını söyleyen bir kişinin cenaze töreninde terör! O tokatı attıranlar şunu demek istemiş olabilir mi:
- Eyyy CHP, sen bu sürece teslim ol. Katılmaya kalkma, etkili olmaya kalkma. Olumlu sonuç çıksa da çıkmasa da seni bu sürecin zarar göreni yapacağız!
Bu hafta 10. yargı paketi konuşulacaktı. Paketten beklenti muhtelif! DEM Parti pakete konmasını istediği maddeleri ucundan kıyısından iletti. Paketin Öcalan’a ve hapisteki PKK kadrolarına da hitap etmesini istiyorlar. O tokatı attıranlar şunu söylemek istemiş olabilir mi:
50.000 TL'ye Varan %0 Faizli İhtiyaç Kredisi
Masraf, ücret veya komisyon olmadan hemen 50.000 TL'ye %0 faizli ihtiyaç kredisinden yararlanın!
Lidy
- Ey DEM, istediklerini yapmamız çok zor. Hele Özel’e saldırıyla birlikte, toplumda “suç işleyen hapisten çıkmamalı” algısı yükseldi. Sen benim dediğimi yap, ben senin dediğini daha sonra yapayım!
CHP’nin birinci parti olma konumu istikrarlı şekilde devam ediyor. Bunda önemli etken de CHP’nin halkla daha fazla buluşması. Özel, “Sen salon adamısın, ben sokakta, meydanda halkla iç içeyim” diyordu. O tokatı attıranlar şunu söylemek istemiş olabilir mi:
- Ey Özel, halkın içinde olmakla bu kadar övünme! Kendini telef etme! Samsun, Yozgat, Konya... Yapma bunları!
***
Böylesi durumlarda olay kadar sonrasında yaşananlar da çok önemlidir.
Varlığını iktidara bağlamış kimi yayın organlarının ve kişilerin saldırgana yönelik sözleri son derece düşündürücüydü! Onlarla saldırganı yan yana koyunca şunu söylemek bile mümkün:
Belki de en az suçlu olan saldırgan!
Tokatı attıranların bir an önce ortaya çıkarılmasını istiyoruz. Önceki dönemlerde de bu tür olaylar yaşanırdı. İktidar sahiplerinin sığınma cümlelerinden biri şu olurdu:
- Devletin içinde tam olarak kontrol edemediğimiz yapılar var!
Bugünkü iktidarın böyle bir mazereti yok! Bütün kurumlar ellerinde!
Güvenlik zafiyeti var mı?
Böyle bir saldırı olduktan sonra “yok” demek mümkün değildir!
Görüntüler, saldırganın durduğu yer, neredeyse özenle yerleştirilmiş gibi! Bu durum akla, akla zarar sorular getiriyor!
Saldırganın attığı tokat. Özgür Özel’in yüzünü değil, Türkiye’yi bu hale getirenlerin yüzünü kızartmıştır!
Özgür Özel, halkla kucaklaşarak, CHP’nin cumhurbaşkanı adayı İmamoğlu’nun yaşadığı hukuksuzlukla halkın yaşadığı sorunlar yumağını birleştirerek mücadeleye devam etmeli!
Zamanın ruhu ana sorumluluğu ona yükledi!