Mustafa BALBAY


Ekonomi tamtakırında!

Ekonomi tamtakırında!


2018 yılından bu yana Saray’ın başlıca gündeminin şu olduğunu yeri geldikçe vurguluyoruz: Ekonomiyi gündemin alt sıralarına itmek!

 

Örneğin son genel seçimde ne yaptı etti, “beka meselesi” dedi. CHP’nin seçim videolarının arasına PKK yöneticilerini montajlamaktan bile çekinmedi!

 

Bugün de çok daha farklı boyutla ekonomi ikinci plana itildi. Başkentte şöyle bir yorum bile var:

 

İktidar görünür gelecekte ekonominin düzelmeyeceğini gördü, güvenlikçi politikaları öne çıkarma kararı aldı!

 

Çok da haksız bir yorum değil!

 

Gündemdeki konuları zamana yaydın mı; seçime kadar gider!

 

Planladığı gibi devam etmezse bu kez her şey tam tersinden okunur! Bir bakmışsınız bugünün kahramanları hain olmuş çıkmış!

 

***

 

Ekonomi gerçekten gündemden düşürülebilir mi?

 

Çok zor!

 

Ekrem İmamoğlu’nun gözaltına alındığı 19 Mart günü yaşananların sonuçları hâlâ konuşuluyor. Farklı tahminlere göre 40 milyarla 60 milyar dolar arasında bir rezerv eridi. Durumu Merkez Bankası da kabul etti, “Gol yedik ama toparladık” dedi.

 

Ankara’da konuşulan o ki Maliye Bakanı Mehmet Şimşek ilgili makamla şu değerlendirmeyi paylaşmış:

 

- Ekonomi 19 Mart benzeri bir durumu daha kaldıramaz!

 

Buna karşılık AKP içindeki hâkim bakış da şu:

 

- Şimşek ekonomiyi yönetemiyor. Geleli iki yıl oldu. Geldiği günden bile kötü!

 

Bu bakış Saray’ın mantığına hayli uygun. Ekonomi iyiyse, “Reis yaptı yapacağını, her şeyi rayına soktu”! Kötüyse, “Bu bakan da beceremedi”!

 

Aslında Maliye bakanı diye bir bakanlık yok. Her şeyi Saray’ın kontrolü, bilgisi, talimatı doğrultusunda yapan bir sekreterya var! Bakan olarak görünmesi işler kötüye gidince, faturayı ona kesmeye yarıyor!

 

Son günlerde ekonomi haberlerinin ağırlığını şu konular oluşturuyor:

 

İflaslar, zarar açıklamalar, yurtdışına çıkışlar, işçi çıkarmalar, küçülmeler...

 

Borsada işlem gören kuruluşların yarısının zarar göstermesi durumu en iyi ortaya koyan haberdi.

 

Kamuoyunda adı iyi bilinen, adeta zarar etmesi olanaksız şirketler bile negatif görünüm veriyor.

 

Borsa polisiye önlemlerle sonuç alınacak bir yer değil. Keşke cumhurbaşkanlığı kararnamesiyle İstanbul Borsası, Londra Borsası’nı kıskandıracak seviyeye gelse!

 

Onun yerine Şimşek, Londra’da yatırımcı arıyor!

 

Patronun da çalışanın da üretenin de tüketenin de mutsuz olduğu bir ekonomi ikliminin içindeyiz.

 

Toplumsal kesimler için şöyle bir özet yapmak mümkün:

 

Evladın hayata, aile büyüklerinden daha kötü koşullarda atıldığı bir dönemdeyiz.

 

Cumhuriyetin toplumla yazılı olmayan şöyle bir sözleşmesi vardı:

 

Eğitimin iyi olursa anne babandan daha iyi koşullarda yaşarsın!

 

Bugün bunun geçerli olmadığı bir düzendeyiz.

 

Nüfusumuzdaki yaşlanmanın da temel nedeni ekonomi. Artık yapabildiğin kadar değil, bakabildiğin kadar çocuk!

 

Gıdanın sarraflık olduğu ortamda doğurganlık da ilk kez 1.5’in altına düştü. Aile başına en az üç çocuk diyordu, neredeyse sülale başına üç çocuğa düşeceğiz!

 

***

 

Ekonominin tutulacak tarafı kalmayınca, gündemin alt sıralarında tutma çabası içine girdiler.

 

2025’in ilk yarısının sonuna geliyoruz. Temmuz çalışanlar ve emekliler için “acaba” ayı!

 

Acaba bir iyileştirme olur mu?

 

Acaba enflasyona bakıp vicdana gelirler mi?

 

Çalışma bakanı asgari ücret için “erken” dedi!

 

İktidarın temel sorunları çözme, çözeceğine inandırma yeteneği kalmadı.

 

Yenilenmenin zamanı...

 

Aksi halde aynı nakarata devam:

 

Kasa tamtakır...

 

Ekonomi tıkırında!