Norveç'te ilginç bir olay yaşandı. Trondheim yakınlarındaki fiyortta geçen Perşembe günü meydana gelen olayda, 135 metrelik bir yük gemisi, Johan Helberg adlı Norveçlinin evinin bahçesine girerek karaya oturdu. Eve metreler kala duran gemiden haberdar olmayan Johan Helberg, komşusunun sabah saat beşte kapı zilini çalmasına aldırış etmedi... Komşusu telefonla arayıp, "bahçeye bak" deyince camdan baktı ve dev bir gemiyle burun buruna geldi...
Komşu Jostein Jorgensen, “Helberg’in evinde herhangi bir hayat belirtisi yoktu. Zili çalıp durdum ama kapı duvar… Ancak telefonla aradığımda ona ulaşabildim." dedi.
***
Bu olay, bana, Türkiye evinin bahçesine giren Büyük Orta Doğu Projesi gemisini hala fark edemediğimizi düşündürdü...
Projeyi, ABD Başkanı Bush tarafından 2004 yılında Türkiye Başbakanı Tayyip Erdoğan'a iletilmesinden tam sekiz yıl önce, 1996 yılında Akşam gazetesinde birinci sayfanın tamamını ayırarak açıklamıştım... O zaman Taha Akyol ve Nazlı Ilıcak, yüzüme karşı, haberin komplo teorisi olduğunu söylemişlerdi. Oysa projeyi isim vermeden İstanbul'da bir konferansla anlatan, dönemin ABD başkanlık başdanışmanı Bernard Lewis idi... Sekiz yıl sonra, Erdoğan'a ABD Başkanı George W. Bush tarafından BOP eş başkanı görevi verildiğinde ise bu iki yazar, Büyük Orta Doğu projesine alkış tuttu. AKP sözcüsü Ömer Çelik de BOP'un nasıl sürdürülmesi gerektiği konusunda ABD yönetimine tavsiyeler içeren yazılar yazdı.
Bu arada ABD, Afganistan'ı ve Irak işgallerinden sonra Arap Baharını Türkiye'ye organize ettirerek, Mısır, Tunus, Libya ve Körfez ülkelerini karıştırdı. ABD, daha sonra Türkiye, Suudi, Arabistan, Kuveyt, Birleşik Arap Emirlikleri, Ürdün ve işgali altında tuttuğu Irak'ı kullanarak, İngiltere, Fransa, Almanya ve İsrail istihbarat servisleriyle işbirliği içinde on binlerce teröristi, Türkiye, Ürdün ve Irak üzerinden Suriye'ye gönderdi ve bu ülkede iç savaş başlattı... Bu sırada basında, "BOP bitti" diye yazan satılmış kalemler vardı...
***
Türkiye, ABD'nin hazırladığı programla, teröristleri eğitti ve donattı. Rusya ve İran'ın desteğiyle iç savaşı kazanmaya çalışan Beşşar Esat bu iki ülkenin çekilmesi ve ordunun dağılmasıyla Moskova'ya kaçtı. Türkiye'nin örgütlediği ama maaşları Körfez ülkeleri tarafından gönderilen ve on binlerce askeri olan Özgür Suriye Ordusu yerinde dururken, İdlib'de ABD talebiyle Türkiye tarafından korunan IŞİD kurucularından Colani, 15 bin teröristiyle birlikte tek bir mermi atmadan İdlib'den Şam'a geldi ve Ahmet Şara adıyla Cumhurbaşkanı ilan edildi. Bu sırada, İsrail iki gecede, Suriye’nin askeri üslerini yerle bir etti.
Şimdi Şara, Suriye'nin kuzeyinde 80-100 bin kişilik ordu haline gelen Suriye PKK'sı ile görüşmeler yapıyor. Burada daha güçlü olan PKK ordusu olduğuna göre, ister özerk bölge olarak isterse, Suriye ordusuna katılarak, ülkenin tek hâkimi haline gelecek olan Mazlum Abdi'dir. Devlet Bahçeli'nin artık "kurucu önder" dediği ve şükranlarını sunduğu Abdullah Öcalan serbest bırakılırsa "oğlum" diye hitap ettiği Mazlum Abdi'nin yerine geçebilir ve Hüsnü Mahalli'nin işaret ettiği gibi Suriye adına Türkiye ile masaya da oturabilir...
Arslan BULUT(Yeniçağ)