Görgüsüzlükle kurulan saltanat
Dilan Polat davasının bir duruşması daha geride kaldı. Perşembe günü yapılan duruşmada, ilk kez bir gizli tanık mahkeme huzurunda dinlendi. Tanığın ifadesi sarsıcıydı. İlk kez davanın seyrini değiştirecek sözler sarf etti.
Gün, tarih vererek Engin Polat’ı yasadışı bahis baronu olarak yargılanan Derkan Başer ile birlikte Kıbrıs’ta gördüğünü beyan etti. Yalnızca gördüğünü değil, sistemin nasıl işlediğini, kimlerle bağlantı kurulduğunu ve Gürcistan bağlantılarını da bir bir anlattı. Hatta mahkeme heyeti, yasadışı bahis sisteminin nasıl çalıştığını detaylarıyla kendisine anlattırdı.
Ancak en çarpıcı nokta şuydu:
Gizli tanık, Engin Polat ve Derkan Başer’in Skype uygulaması üzerinden yaptığı konuşmaların belgelerinin elinde olduğunu söyledi. Ve bu duruşmada ilk kez, bu belgeleri mahkemeye sunabileceğini beyan etti.
Ama ne oldu dersiniz?
Ne mahkeme heyeti ne de mahkeme savcısı bu belgelerin içeriğini sordu. Hiçbiri, “Sunun bakalım o belgeleri” demedi. Ara karara baktım: Bu deliller istenmemiş!
Polat ailesinin avukatı Hüseyin Kaya, “Neden bugüne kadar sormadınız?” diye sorduğunda gizli tanık, bugüne dek ilk kez savcı karşısına çıktığını, ilk kez mahkeme huzuruna çıktığını ve ilk kez bu bilgiyi paylaştığını söyledi.
Sadece bilgiyle değil, hayat boyu ihtiyaç duyacağın öğrenme becerileriyle mezun olursun!
Gedik Üniversitesi
Bu belgeler doğruysa davada kritik bir aşamaya geçilmiş olur.
Umarım SEG-BİS dökümleri geldikten sonra mahkeme bu belgeleri ister. Ama ummakla adalet sağlanmıyor maalesef...
Aynı duruşmada başka gelişmeler de yaşandı:
Polat ailesinin şirketlerindeki yönetim kayyumu, denetim kayyumuna çevrildi.
Mal varlıkları üzerindeki tedbirin kaldırılması talep edildi ama mahkeme bu talebi reddetti.
Mahkemeye katılma talepleri ise yine reddedildi.
Hatırlayalım...
Dilan Polat ve eşi Engin Polat’ın muhasebe işlerini yöneten avukatları Ahmet Gün itirafçı olmuştu. Beyanında, bazı şirketlerin sahte fatura düzenlemek için kurulduğunu ve bu şirketlerin hesaplarına giren kaynağı belirsiz yüksek tutarlı para hareketleri olduğunu açıklamıştı.
Peki, mahkeme ve savcı yeni delil toplayabilir mi?
Evet, toplayabilir.
Nitekim “Mıstık” lakaplı Mustafa Özalp’in eşinin soğuk cüzdan aldıklarını sosyal medyada paylaşmasını gündeme getirmiştim. Bu kişi hakkında da bir soruşturma yürütülüyor.
MASAK raporlarına göre Özalp’in yönettiği Polat App adlı uygulamada:
- 200 bin siparişin parası alınmasına rağmen fatura kesilmediği,
- 70 bin siparişin kaydının dahi bulunmadığı,
- 1 milyar 358 milyon TL’lik işlem hacminde 705 milyon TL’nin beyan edilmediği tespit edilmiş.
Her şey ortada ama görmek isteyen için...
Gizli tanık meselesine de açıklık getireyim:
Bu kişi, Derkan Başer ve Veysel Şahin gibi yasadışı bahis organizatörleriyle yıllarca çalışmış biri.
Adı açıklansaydı, Halil Falyalı veya Cemal Önsel gibi öldürülmesi işten bile değildi.
Zaten adını ifşa etmeye çalışan bazı kişiler hakkında soruşturma ve yakalama kararı çıkarıldı.
Hatta bir kişi gizli tanığın ev adresini, fotoğraflarını paylaştı. İçişleri Bakanlığı’nın tespitiyle İtalya Siena’daki adres belirlendi ve hakkında yakalama kararı çıkarıldı.
Gizli tanığa yönelik bu baskı girişimlerine rağmen, kişi mahkeme huzuruna çıktı ve bildiklerini bir kez daha açık açık anlattı.
Velhasıl...
Vergisini günü gününe ödeyen, namusuyla çalışan insanlar cezalandırılırken; bu görgüsüz, utanmazların ödemediği vergilerle sürdürdüğü hayatlar yanlarına kâr kalıyor.
Çünkü bu insanlar başkalarının üzerine basarak yükselenlerden.
Ve ezdikleri insanların emekleri üzerine kurdukları hayat, çocuklarınızın geleceğinden çalınmış bir hayattır.
Onların yaşadığı her lüks sizin ödeyemediğiniz faturalardan, rafa geri koyduğunuz ekmekten, ertelediğiniz okul masraflarından, alamadığınız peynirden, etten, sütten bir parçadır.
Biz, yani halk, devlete karşı sorumluluklarımızı eksiksiz yerine getirirken; bu ve bunun gibiler hırsızlıkla servet biriktirip, hiçbir şey olmamış gibi yaşamaya devam ediyor.
En küçük borcunuzda devlet sizin kapınıza dayanır. Banka hesabınız bloke edilir, haciz gelir, elektriğiniz kesilir, geleceğiniz kararır.
Ama bu insanlar, çaldıklarıyla şatafat içinde yaşamaya, yaşadıklarını da göbek atarak sosyal medyada paylaşmaya devam eder.
Çünkü sistem, adalet terazisini artık başka türlü tutuyor.