Murat AĞIREL


İngiliz turistin kalbi nerede

İngiliz turistin kalbi nerede


 

 

Bugün size rahatsız edici bir olayı anlatacağım. Belki yazım yayımlanana kadar Türkiye’nin gündemine oturacak fakat ben bu satırları yazdığımda henüz pek gündem olmuş değildi.

 

İngiltere ve Türkiye ayağı olmak üzere tüm belgelerini topladım.

 

Adı: Beth Martin...

 

Genç bir İngiliz kadının trajik ölümü İngiltere’yi şoka uğrattı. Bu ölümün Türkiye ile olan bağlantısı ise uluslararası bir kriz başlatmak üzere.

 

Anlatayım.

 

Beth Martin estetik ameliyatı olmak için Türkiye’ye gelmek üzere yola çıktı. Uçağa binmeden önce bir Çin lokantasında yediği yemek sonucunda mide bulantısı yaşadı. Uçağa binmeden önce kustu. Ama yine de Türkiye’ye gelmekten vazgeçmedi.

 

Ancak sıradan bir tıbbi yolculuğu korkunç bir uluslararası gizeme dönüştüren bu olay, uçaktaki talihsiz bir rahatsızlıkla başlayıp İngiltere’de yapılan ikinci otopside Beth’in kalbinin kayıp olduğunun dehşet verici keşfiyle sonuçlandı.

 

Beth’in Türkiye’ye yolculuğu, uygun fiyatlı estetik ameliyatı arayan birçok kişi için tanıdık bir hikâyeydi. Ancak bu kez işler beklendiği gibi gitmedi. İddialara göre, uçuş sırasında defalarca kustu. Belirtiler Türkiye’deki otele yerleştiğinde de devam etti ve kısa sürede hastaneye kaldırılmasını gerektirecek kadar kötüleşti.

 

Tüm müdahalelere rağmen, Beth Martin genç yaşta hayatını kaybetti. Bir estetik hayali, ne yazık ki trajik bir sona dönüştü.

 

Açıklanamayan ölümlerde standart prosedür gereği otopsi yapıldı. Bu otopsi sonrasında Beth’in naaşı, ailesinin isteği üzerine İngiltere’ye nakledildi.

 

İşte bu noktada, şüpheler ve acı dolu bekleyiş, akıl almaz bir gerçeğe dönüştü. Ailenin talebi üzerine yapılan ikinci otopsi sırasında, İngiliz doktorlar şok edici bir gerçekle karşılaştılar: Beth Martin’in kalbi vücudunda yoktu. Bu bulgu, sadece Beth’in ailesini değil, tüm kamuoyunu derinden sarstı.

 

Ortaya atılan “en iyimser” açıklama, Türkiye’de yapılan ilk otopsiden sonra yerine konmadığı yönünde, ki bu bile başlı başına oldukça rahatsız edici bir durum. Ancak herhangi bir resmi açıklamanın olmaması, çok daha ihmalkâr şeylerin olduğu korkusunu körüklüyor.

 

İngiltere’de yapılan bu açıklama İngiliz medyasında geniş yankı uyandırdı. Birçok ana akım gazete, “missing heart” (kayıp kalp) başlıklarıyla olayı detaylı bir şekilde işledi. Haberler, sadece Beth’in ölümünü değil, aynı zamanda bu organın nasıl kaybolduğuna dair derin endişeleri de beraberinde getirdi

 

İngiltere’de, Beth’in yaslı ailesine destek olmak için başlatılan bir bağış kampanyası büyük başarı elde etti ve sadece birkaç gün içinde 200 bin sterlinden fazla para toplandı. Bu durum, kamuoyunun şokunu ve empati hissini, aynı zamanda da adalet ve cevap arayışını vurguluyor. Olayın vahameti, uluslararası alanda da yankı bulmuş durumda.

 

Yaşananların ardından Sağlık Bakanlığı apar topar açıklama yaptı.

 

Açıklamada “Beth Martin, hastanedeki tedavisi sürecinde hiçbir cerrahi işlem geçirmediği gibi herhangi bir organının çıkarılması da söz konusu değildir. Savcılık ön otopsinin ardından Martin’in Adli Tıp Kurumu’na sevk edilmesine ve klasik otopsi yapılmasına karar vermiştir” ifadeleri yer aldı.

 

Devamında da özetle şu ifadeler yer aldı:

 

“Beth Martin eşiyle birlikte İngiltere’den İstanbul’a geldiği sırada uçakta rahatsızlanmış, eşinin beyanına göre; mide bulantısı ve kusma şikâyeti yaşamıştır.

 

Ailesiyle birlikte yerleştikleri otelde durumu ağırlaşan Martin, ambulansla Marmara Üniversitesi Pendik Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nin acil servisine kaldırılmıştır. Crohn adıyla bilinen ince bağırsak hastalığı bulunduğu öğrenilen, karaciğer fonksiyon testleri yüksek sonuçlanan ve tansiyonu düşük seyreden hastaya ‘toksik hepatit ve septik şok’ tanıları konulmuştur.

 

Tetkik ve ilk müdahalelerin ardından yoğun bakımda tedavi altına alınan hasta, ‘çoklu organ yetmezliği nedeniyle gelişen kalp durması’ nedeniyle hayatını kaybetmiştir.

 

Adli vaka prosedürü ve eşinin de bu yöndeki talebi doğrultusunda hastanede, ön otopsi, kesi yapılmadan, gerçekleştirilmiştir.

 

Cumhuriyet savcısı ve Adli Tıp doktorunun katılımıyla gerçekleşen ön otopsideki mevcut bulgularla, Martin’in kesin ölüm sebebi belirlenememiştir.

 

Beth Martin, hastanedeki tedavisi sürecinde hiçbir cerrahi işlem geçirmediği gibi herhangi bir organının çıkarılması da söz konusu değildir.”

 

Bu durum şüpheleri daha da artırdı.

 

Genç kadının kalbi nerede?

 

İngiltere savcılığının talimatı ile Dr. A Al-Adri isimli doktor tarafından yapılan otopsi sonucunda kalbin yerinde olmadığı tespit edilmiş ve raporda da belirtilmiş.

 

Beth Martin’in ailesi ve uluslararası toplum, ne olduğunu bilmeyi hak ediyor. Bu vaka sadece tıbbi bir trajedi değil; aynı zamanda derin bir etik ve lojistik kriz yaratmış durumda. Hem tıbbi muayeneler sırasında hem de otopsilerde uygulanan prosedürler ve protokollere ilişkin ciddi soruları gündeme getiriyor.

 

Beth Martin’in, ailesinin ve sağlık turizminin itibarının iyiliği için, bu soruların kesin ve gecikmeksizin yanıtlanması gerekiyor.

 

Gerçek, ne kadar rahatsız edici olursa olsun, ortaya çıkmalı...