İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu, sarayın atadığı bakanların da rakibi Murat Kurum lehine seçim çalışmalarına katılmasıyla için dedi ki;
-"Topunuz gelin, ne olacak? Şimdi kasap dükkânı, bilmem ne dükkânı gezerek oy istiyorsun. Yazık. Üzülüyorum. Yani talimat gelmiş, gidecek, ne yapsın? Yoksa koltuğundan olacak."
İmamoğlu;
Onların ünvanları bakan ama senin gibi seçilmiş değil, Recep Tayyip Erdoğan tarafından atanmış memurlar.
“Topunuz” dediğin aslında sadece bir kişi; Recep Tayyip Erdoğan…
2 gün İstanbul’da kaldım.
Gördüm ki AKP adını ve logosunu utançtan minnacık kullanan dev resimleri ile afişlerde Erdoğan.
Ekrem İmamoğlu; rakibin Erdoğan’dır.
Devletin tüm imkânlarını kullanarak İstanbul’u kazanmak isteyen Erdoğan’dır.
31 Mart yerel seçiminde;
Bir tarafta emekliyi, dar gelirliyi, esnafı, tüccarı, sanayiciyi ekonomik kriz ve yüksek faiz ve enflasyon altında silindir gibi ezen Erdoğan,
-Bir tarafta emekliye, dar gelirliye, İstanbullulara büyük hizmet veren İmamoğlu.
Bir tarafta İstanbul’u parsel parsel yağmalamaya talip Erdoğan,
-Bir tarafta parsel parsel yağmalamaya son veren İmamoğlu.
Bir tarafta “inadına Kanal İstanbul’u yapacağız” diyen Erdoğan,
-Bir tarafta “Kanal İstanbul’u yaptırmayacağım” diyen İmamoğlu.
Bir tarafta devlet gücü ile Erdoğan,
-Bir tarafta millet gücü ile İmamoğlu.
Bir tarafta kumpas davaları, yalan ve dolan ve videoları ile Erdoğan,
-Bir tarafta alnı açık 5 yıllık icraatları ile İstanbulluların sevgi ve desteğini kazanan İmamoğlu.
Bir tarafta rant peşinde olanların adayı Erdoğan,
-Bir tarafta ranta, yağmaya karşı olanların adayı İmamoğlu…
Bir tarafta burnu Kafdağı’na uzanan kibirli saraylı Erdoğan,
-Bir tarafta mütevazı, halkın adamı İmamoğlu…
31 Mart’ta İstanbullular bu tabloya göre karar verecekler.
“Son seçimim” diyen Erdoğan’a da seçimde sanatçı Nilüfer’in eseri ile şöyle diyecektir İstanbullular;
“Git git işine
Yüzüne bakmam düşme peşime
Nasıl inandım bir kere kandım
Aldanırım sanma iki kere
Sözümü tuttum seni unuttum
Geriye dönmem ben deli miyim
Gel demiyorum ben bile bile
Kal demiyorum haydi sana güle güle…”
Orhan UĞUROĞLU(Yeniçağ)