TÜİK’in uluslararası göç istatistiklerine göre, yalnızca iki yılda 2022 ve 2023 yılında Türkiye’den toplam 1 milyon 179 bin 493 kişi yurt dışına göç etti. Dışarıya gidenlerin yüzde 60’ a yakın çoğunluğu 15-39 yaş arası genç nüfustur.
Vasıflı iş gücü yetiştirmek için her ülke büyük kaynaklar ayırır. Bir ülkenin yetiştirdiği vasıflı insanlar, gençler, bilim adamları, hekim, mühendis, başka ülkeye gidip, orada kalıp çalışmaya başlarsa, bu milletçe katlandığımız maliyetin atıl kalması demektir. Bu şekildeki insanların göçüne “Beyin göçü (brain drain)” deniliyor.
Merkez bankası Nisan ayı ödemeler bilançosunu açıkladı. Nisan ayında;
Öte yandan Ocak-Nisan 4 aylık cari açık , geçen sene 15,6 milyar dolar iken bu sene 20,3milyar dolara yükseldi. Net hata ve noksan kaleminden kaynağı belirsiz olan 6 milyar 574 milyon dolar çıktı.
(Aşağıdaki tabloda Ocak-Nisan 4 aylık veriler yer alıyor.)
Bu durum sürdürülemez. Özellikle İsrail – İran çatışmasından sonra ekonomide daha da zor bir döneme giriyoruz. Bunun iki nedeni var;
Ama siyasiler, İsrail Türkiye’ye saldıracak diye iç siyaseti tahkim etmek isterken, Türkiye’yi daha zayıf ve riskli ülke olarak lanse etmiş oluyorlar ve bu nedenle ülke riski artıyor ve sermaye çıkıyor.
2. İsrail- İran sorunu petrol fiyatlarını artırdı. Daha da tırmanırsa petrol fiyatlarının artması, Türkiye’nin cari açık ve döviz ihtiyacını artırır. Kur artışına neden olur.
Bölgede sorunun tırmanması, Türkiye turizmine zarar verir.
Jeopolitik riskler artar ve sermaye çıkışı hızlanır.
Türkiye’nin risk pirimi CDS oranı artar.
Lojistik hatlar sekteye uğrar ve ticaret aksar.
Siyasiler iyi bilmelidir ki, iç siyaseti tahkim etmek için, her şeyi dış tehdit olarak gösterirsek, Türkiye’yi zımnen zayıf göstermiş oluruz.