T24 haber sitesi, PKK'nın 5-7 Mayıs tarihlerinde düzenlediği fesih kongresine, terörist Abdullah Öcalan'ın gönderdiği yazıyı yayımladı.
Yazının son bölümünde Öcalan şöyle dedi:
“Silahlı mücadele; ulus-devlet amaçlı bir stratejiye dayalı olup bu amaçtan düşüş ve demokratik toplum programına geçiş demokratik siyaset ve hukuka dayanmayı gerektirdiğinden vazgeçilmeyi gerektirir.
Fesih, yeni bir tarihi döneme; ‘Barış ve Demokratik Toplum’ aşamasına geçiş için gereklidir. İnsanlıkta ısrar sosyalizmde ısrardır. Ulus devletçi sosyalizm yenilgiye, demokratik toplum sosyalizmi zafere götürür.
Bunun başarıya ulaşması sadece Kürt, Kürdistan için değil bölge için de önemli başarılara yol açacaktır. Burada ulaşılacak bir başarı; Suriye, İran ve Irak'a da yansıyacaktır. Türkiye Cumhuriyeti için de hem kendisini yenileme, demokrasiyle taçlanma hem de bölgede öncülük yapma şansı olacaktır.
Süreç karşıtlarının hiçbir değer ifade etmediğini belirtebilirim. Yenik düşeceklerdir.
Bölge konfederalizmi mutlak bir gereklilik olarak ön plana çıkıyor. İsrail-Filistin çatışması, mezhep çatışmaları, ulus devlet çelişkilerinin panzehiri demokratik konfederalizmdir.
Bu çözüm aynı zamanda yeni bir enternasyonali de gerektiriyor. Dostlarla, ertelemeden bir enternasyonal çalışması başlatmak doğru ve tarihî bir adım olacaktır."
***
Öcalan, şimdilik “Büyük Orta Doğu Projesi” diyemediği için “yeni bir enternasyonal çalışması” diyor. Projenin arkasında PYD/YPG’yi destekleyen ABD ve İngiltere bulunduğu için sürece karşı çıkanların yenileceğini öngörüyor.
Peki projenin aslı nedir?
Bunu, projeyi geliştiren ve ABD yönetimine kabul ettiren İngiltere ve ABD vatandaşı, tarihçi Bernard Lewis, BOP adını kullanmadan 1996 yılında açıklamıştı.
Yahudi asıllı Bernard Lewis, 1996 yılında, 6 Ocak günü, İstanbul Yapı Kredi Plaza'da verdiği "”Ortadoğu'nun çok yönlü kimliği üzerine” konulu konferansta “Ulus, halk, devlet, millet, milliyet” gibi kavramların anlamının, ülkeden ülkeye, toplumdan topluma, zamandan zamana değişebildiğini anlatmış, Türk, Arap ve Fars kimliklerinin yerine bir Ortadoğu kimliği oluşturulabileceğini söylemişti.
Lewis'in konferans sonunda gösterdiği haritada Ortadoğu kimliği oluşturulabilecek ülkeler olarak, Türkiye, Suriye, Lübnan, Irak, İsrail, Ürdün, Suudi Arabistan, Yemen, Körfez ülkeleri ve Mısır'ın esas alındığı görülmüştü!
Lewis, “Pantürkizm, Panarabizm ve Panislamizm tutmadı” derken “Siyonizm”den hiç söz etmemişti.
Aslında Lewis, BOP’u tarif etmişti... Ben de “Orta Doğu Birleşik Devletleri Projesi” diye Akşam gazetesinde manşet haber yapmıştım...
Lewis'in konferansının üzerinden 8 yıl geçtikten sonra, ABD Başkanı George W. Bush, Büyük Orta Doğu Projesi'ni, Türkiye Cumhuriyeti Başbakanı Tayyip Erdoğan'a resmen tebliğ etti. Erdoğan, önce “Diyarbakır, Büyük Ortadoğu Projesi'nin önemli bir merkezi olacak” dedi, sonra da Türkiye'nin bu projenin eş başkanı olduğunu açıkladı!
ABD'nin eski Ankara Büyükelçisi Pearson da Türkiye'nin Doğu ve Güneydoğusu dahil Erzurum’dan Bağdat'a kadar uzanan toprakların tek bir ekonomik bölge olması gerektiğini söylemişti. Barzani’nin İnternet sitesinde de “Bu coğrafya, siyasi olarak da tek bir bölge olacak, Türk askeri işgal ettiği Kuzey Kürdistan'dan çekilecektir” denilmişti.
***
Emekli tuğgeneral Nejat Eslen, 4 Haziran 2025 tarihli Cumhuriyet’teki “PKK’nin amacı ne?” başlıklı son yazısında şu değerlendirmeyi yaptı:
“Terörsüz Türkiye tanımı ile sunulan yeni projede PKK’nin amacı; Suriye’de uygulandığı iddia edilen demokratik konfederalizm modelini, Türkiye’de Fırat’ın doğusuna taşıyarak, büyük Kürdistan’a giden yolda özerk yapının temellerini oluşturmak ve böylece su zengini Fırat-Dicle havzasına egemen olmanın önünü açmaktır.
İçinde bulunduğumuz süreçte, demokratik konfederalizmin özünde, jeopolitik amaçlar için uygulanan ve ülkenin anayasal düzenini ve devlet yapısını hedef yapan bir araç olduğunu anlamamız gerekmektedir.
Demokratik konfederalizm, Suriye örneğinde olduğu gibi, bağışıklık sistemi zayıflamış, iç cephesi sorunlu ülkelerde, metastaz yapan kanser hücrelerine benzemektedir.”
***
Görüldüğü gibi İlk hedef, Dicle-Fırat havzasını, Türk-Arap kontrolünden çıkarmaktır, fakat asıl büyük hedef, “vaat edilmiş topraklar”da büyük İsrail’i kurmaktır. BOP, bu hedef için geliştirilmiştir. Lewis’in 1996’da gösterdiği harita, Büyük İsrail haritasıydı.
Türkiye’deki Yeni Anayasa hazırlıkları, “Soyadımız Türkiye” sloganları ve Türk tarihindeki zaferlere, dolayısıyla vatana ortak çıkarmanın hedefi de ilk planda Dicle-Fırat havzasını, Türk-Arap egemenliğinden çıkarmaya hizmet eder.
Bunu sağlamak için Suriye’de de Selahaddin Eyyubi adını kullanmaya başladılar bile...
Arslan BULUT(Yeniçağ)